İskeçe Muzaffer Salihoğlu Azınlık Lisesi



25 Ağustos 1952 tarihinde İbrahim Demir Başkanlığı’nda, Gökçeler’den Ali, Karaköy’den Adil ve Yenice’den Raif’ten oluşan bir heyet Atina’ya giderek dönemin Dışişleri Bakanı Venizelos’tan, İskeçe’ye Azınlık Ortaokul ve Lisesi taleplerini yapmışlardır. Bu talebe olumlu yanıt 1965 yılında gelebilmiştir. Lisenin kurulabilmesi için sahibi olarak bir kişinin gösterilmesi istenmiştir. Lisenin sahibi olarak da dönemin İskeçe Cemaat Başkanı Muzaffer Salihoğlu olması uygun bulunmuştur. Lise, 28767/8.4.1965(FEK 142 G 1965) tarihinde resmi olarak açılarak 23 Eylül 1965 yılında ‘Küçük Okul’ denilen bugünkü İskeçe Merkez Türk Okulu’nun küçük binasında eğitim-öğretim hizmetine başlamıştır. Sınıfların artması sonucu okul sahibi İskeçe Valiliği’ne başvurarak yer talebinde bulunmuştur. Valilik de kendine ait bugün de hizmet veren Hacıstavru 10 adresindeki iki katlı, kapalı açık alan toplam 735 metrekare olan binasını 1970-1971 eğitim-öğretim yılında tahsis etmiştir.

İskeçe Azınlık Lisesi, İskeçe ileri gelenlerinden merhum Salih Oğlu Muzaffer Bey'e verilen izinle açılmış ve 1965 yılında Türk Merkez İlkokulunun dört dershanelik bir bölümünde öğretime başlamıştır.1969 yılında dershaneler yetersiz kalınca, tuvaletlerin üstüne yapılan bir dershane ile okulun mekanı ihtiyacı karşılanmaya çalışılmıştır.1970 yılında altı sınıfta tamamlanan ortaokul ve lise, adı geçen küçük okul binasına sığmıştır. Durum resmi makamlara iletilince okulun, İskeçe valiliğine ait eski bir tütün mağazasına taşınmasına izin verilmiştir. İskeçe Azınlık Lisesi otuz yıldır bu elverişsiz binada öğretimini sürdürmektedir.

Okulun kuruluşuna ilişkin milli eğitim bakanlığı kararı gereğince Yunan dili, tarihi, coğrafya ve yurttaşlık bilgisi dersleri, devlet memuru Yunanlı öğretmenler tarafından okutulur. Bunların dışındaki dersler ise, Azınlık mensubu özel sözleşmeli Türk öğretmenler tarafından Türk diliyle okutulmaktadır.

İskeçe bölgesi Müslüman Türk toplumu çocuklarını, Türkçe ağırlıklı öğretim yapan Azınlık Lisesinin orta kısmına göndermeyi tercih etmektedir. Ancak bu doğal hak,önce giriş sınavları sonra da kura uygulamasıyla engellemiş ve okula alınan öğrenci sayısı daima sınırlı tutulmuştur.1998 yılında kura uygulaması kaldırılmışsa da,okuldaki yer darlığı bahane edilerek,Haziran ayında okula müracaat eden öğrencilerin esas kayıtları Eylül ayı ortalarına kadar geçiktirilmektedir.Önceki yıllara göre,son üç yılda daha fazla öğrenci alınınca,yer darlığı sorununu çözmek için büyük dershaneler ikiye bölünerek öğrenciler sığdırılmayı çalışılmıştır.Biri bodrumda olmak üzere on üç şube halinde çalışan ortaokul ve lise kısmında, 2000-2001 öğretim yılında 400 öğrenci mevcuttu ve bu öğrenciler çok elverişsiz bir ortamda öğrenim görmektedir.

Adı geçen tütün mağazası öğrenime elverişli değildir. Çünkü, iç kısım tamamen ahşap olan iki katlı binanın eski tahta döşemelerini ve çatıyı tutan ağaç direkler, dershanelerin ortalarına rastladığı için öğrencilerini dolaşımını ve yazı tahtasını görmelerini engellemektedir. İşlerini yitirmiş eski tahta döşemeler, kapılar ve pencereler dershanelerin ısıtılmasını zorlaştırmaktadır. Binanın çatısında dershanelere yağmur sularının akması yıllardır çözüm bekleyen bir problemdir.Bunların tamiri için başvurular sonuç vermemiştir.

400 öğrenciye 250 metrekare bahçe, 13 metrekareye sığdırılmış yalnız 6 tuvalet gerçeği göz önüne getirilince, beden eğitimi dersinin nasıl ve ne kadar yapılabileceği, öğrencilerin nerede soyunup giyinebilecekleri, tuvalet ihtiyaçlarını nasıl ve ne kadar karşılayabilecekleri kendiliğinden anlaşılır. Okul müdürü, müdür yardımcısı,22 öğretmen, kitaplık ve bütün ders araç gereçleri 40 metrekarelik bir yere sığdırılmıştır. Bu da sıkışıklığın başka bir düşündürücü boyutudur.

İskeçe Azınlık Lisesini bu sıkıcı ortamdan kurtarmak için, lise kısmının başka bir yere taşınmasına ilişkin okul yöneticisinin başvurusu resmi makamlar mezdinde kabul görmemiştir ve reddedilmiştir.

İskeçe Azınlık Lisesini,her tarafı apartmanlarla çevrilmiş olan asırlık tütün mağazasından kurtarmak,yeni bir lise binası yapmakla mümkündür ve bölgede yaşayan Müslüman Türk halkı beklentisi de budur.

Saadetin Şakir Hüseyin - Ziya Hacısalihoğlu